Beyazperde
Hesabım
Ortalama puan
4,1
223 Puanlama
Nefesini Tut hakkında görüşlerin ?
5
14 Eleştiri
4
12 Eleştiri
3
8 Eleştiri
2
2 Eleştiri
1
2 Eleştiri
0
1 Eleştiri
Sırala
Filtrele:
Hepsi
Çok beğendim... 2016 yılının en başarılı gerilim filmi olmaya aday... Son ana kadar bitmeyen heyecan ve kedi fare oyunu... Tek istediğim ilk karşılaşma olan Money ve ev sahibinin karşılaşma sahnesinin biraz daha uzun tutularak gerilimin iyice artmasıydı... Harika gidin izleyin
Güzel filmdi. Her ne kadar benzerleri olsa da bu filmde sizi hiç rahat bırakmayacak, nefesinizi tutarak izleyeceğiniz sahneler var. Kesinlikle gerilim severler için harika bir film. Tek kusuru biraz fazla karanlık ortamda çekilmiş. Bazen kim kime vuruyor ne oluyor anlamıyorsunuz.
2016 yılının en sağlam gerilim filmlerinden birisi. Hikaye çok basit ve çok basit bir şekilde ilerliyor. Konusu fazlasıyla orijinal olmasa da izlemeye başlayınca seyirciyi tamamen kendine çekiyor. Finale doğru yaşanan sahnelerin gerçekliği ve gerilimin tavan yapması olağanüstüydü. Filmde yer yer mantık hataları ve soru işaretleri bulunsa da izlerken zevk aldığım güzel filmlerden birisiydi. Fede Alverez, sen harika bir yönetmensin.
Senaryosunu da, Rodo Sayagues ile birlikte kaleme alan ve korku sinemasının efsanelerinden Sam Raimi ile beraber yapımcılığını da üstlenen Fede Alvarez'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Don't Breathe"; "ava giderken avlanmaya"...
Şahane bir örnek teşkil eden...
Sıra dışı bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, 9.9 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilerek...
Brüt 157.8 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşan...
Aynı isimli iki filmlik serinin...
Bu ilk filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Roxanna "Rocky" (Jane Levy), Alex (Dylan Minnette) ve Money (Daniel Zovatto)...
İçinde kimsenin bulunmadığını tespit ettikleri evlere...
Gizlice girip...
Değerli eşya ve varsa...
Küçük miktarlardaki nakit parayı da alıp...
Kötülükleri ölçüsünde...
Maddi zarar da veren...
Detroitli üç gözü pek hergeledir...
***
Ve bunlardan...
Sevgili olan Rocky ile Money...
Biriktirdikleri parayla...
Detroit'i terk edip Kaliforniya'ya yerleşme planları yapmaktadırlar...
***
Ancak...
Aralarında Rolex marka saatlerinde bulunduğu...
Çaldıkları mallara düşük miktarlarda para ödeyen Raul (Christian Zagia)...
Eğer kısa zamanda köşeyi dönmek istiyorlarsa...
Doğrudan nakite yönelmeleri gerektiğini söylerken...
***
Buna ilişkin...
Bir de öneride bulunarak...
Buena Vista Caddesi, 1837 numaradaki...
Money'nin babasının ev güvenlik sistemince korunan...
Ve üstelik...
Tek başına yaşayan...
Körfez Savaşı gazisi Norman Nordstrom'a (Stephen Lang) ait evin adresini verir...
***
Fakat...
Money'nin ağzını asıl sulandıran husus...
Bir trafik kazası sonrasında Nordstrom'un...
Kızına (Olivia Gillies) çarparak öldüren Cindy Roberts'tan (Franciska Töröcsik) tazminat olarak aldığı 300 bin doların...
Evde nakit olarak...
Bulunuyor olma ihtimalidir...
***
Ve bu...
Alex'in tüm karşı koymalarına rağmen...
Kesinlikle kaçırmamaları gereken bir fırsat ile kendisi...
***
Ve...
Alkolik annesi Ginger (Katia Bokor) ile onun genç sevgilisi Trevor'dan (Sergej Onopko)...
Hem kendini hem de kızkardeşi Diddy'i (Emma Bercovici) kurtarmak arzusundaki Rocky'nin...
Kaliforniya'ya gidiş biletleridir...
***
Zaten...
Çok geçmeyecek...
Ve savaş gazisinin evini soyma fikrine...
Yelkenleri suya indiren Alex'te iştirak edecek...
***
Böylelikle de...
İlk iş olarak...
Söz konusu evin etrafında...
Kısa bir keşif turu atılırken...
Nordstrom'un gözlerinin görmediği de tespit edilir edilmez...
***
İşlerinin daha da kolaylaştığını düşünen Money...
Aynı günün gecesi...
Saat 02:00 gibi...
Harekete geçme kararı alırken...
***
İlk etapta...
Nordstrom'un uyuşturuculu et verilen rottweiler cinsi köpeği (Athos, Astor, Nomad)...
Uyutularak devre dışı bırakılırken...
Kendileri de bir şekilde içeriye sızacak...
***
Ama...
300 bin dolar için gözü dönmüş vaziyetteki Money'nin çıkarttığı gürültünün ardından...
Uyanarak yatağından kalkan Nordstrom ile üç kafadar arasındaki...
Kedi fare...
Kovalamacası başlayacaktır...
Dakika 28...
***
Kapalı tek mekanda yaşanacak kanlı olayların anlatılacağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; pek çok ters köşe sürprizi de bünyesinde barındıran, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,
Şahane bir örnek teşkil eden...
Sıra dışı bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, 9.9 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilerek...
Brüt 157.8 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşan...
Aynı isimli iki filmlik serinin...
Bu ilk filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Roxanna "Rocky" (Jane Levy), Alex (Dylan Minnette) ve Money (Daniel Zovatto)...
İçinde kimsenin bulunmadığını tespit ettikleri evlere...
Gizlice girip...
Değerli eşya ve varsa...
Küçük miktarlardaki nakit parayı da alıp...
Kötülükleri ölçüsünde...
Maddi zarar da veren...
Detroitli üç gözü pek hergeledir...
***
Ve bunlardan...
Sevgili olan Rocky ile Money...
Biriktirdikleri parayla...
Detroit'i terk edip Kaliforniya'ya yerleşme planları yapmaktadırlar...
***
Ancak...
Aralarında Rolex marka saatlerinde bulunduğu...
Çaldıkları mallara düşük miktarlarda para ödeyen Raul (Christian Zagia)...
Eğer kısa zamanda köşeyi dönmek istiyorlarsa...
Doğrudan nakite yönelmeleri gerektiğini söylerken...
***
Buna ilişkin...
Bir de öneride bulunarak...
Buena Vista Caddesi, 1837 numaradaki...
Money'nin babasının ev güvenlik sistemince korunan...
Ve üstelik...
Tek başına yaşayan...
Körfez Savaşı gazisi Norman Nordstrom'a (Stephen Lang) ait evin adresini verir...
***
Fakat...
Money'nin ağzını asıl sulandıran husus...
Bir trafik kazası sonrasında Nordstrom'un...
Kızına (Olivia Gillies) çarparak öldüren Cindy Roberts'tan (Franciska Töröcsik) tazminat olarak aldığı 300 bin doların...
Evde nakit olarak...
Bulunuyor olma ihtimalidir...
***
Ve bu...
Alex'in tüm karşı koymalarına rağmen...
Kesinlikle kaçırmamaları gereken bir fırsat ile kendisi...
***
Ve...
Alkolik annesi Ginger (Katia Bokor) ile onun genç sevgilisi Trevor'dan (Sergej Onopko)...
Hem kendini hem de kızkardeşi Diddy'i (Emma Bercovici) kurtarmak arzusundaki Rocky'nin...
Kaliforniya'ya gidiş biletleridir...
***
Zaten...
Çok geçmeyecek...
Ve savaş gazisinin evini soyma fikrine...
Yelkenleri suya indiren Alex'te iştirak edecek...
***
Böylelikle de...
İlk iş olarak...
Söz konusu evin etrafında...
Kısa bir keşif turu atılırken...
Nordstrom'un gözlerinin görmediği de tespit edilir edilmez...
***
İşlerinin daha da kolaylaştığını düşünen Money...
Aynı günün gecesi...
Saat 02:00 gibi...
Harekete geçme kararı alırken...
***
İlk etapta...
Nordstrom'un uyuşturuculu et verilen rottweiler cinsi köpeği (Athos, Astor, Nomad)...
Uyutularak devre dışı bırakılırken...
Kendileri de bir şekilde içeriye sızacak...
***
Ama...
300 bin dolar için gözü dönmüş vaziyetteki Money'nin çıkarttığı gürültünün ardından...
Uyanarak yatağından kalkan Nordstrom ile üç kafadar arasındaki...
Kedi fare...
Kovalamacası başlayacaktır...
Dakika 28...
***
Kapalı tek mekanda yaşanacak kanlı olayların anlatılacağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; pek çok ters köşe sürprizi de bünyesinde barındıran, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,
Çok klasik bir yapım olmuş
Karakterlerin sığlığı, klişeliği, olayların kısmen tahmin edilebilirliği vs. bir kenara, sürükleyici ve son saniyeye kadar ayakta tutan bir film. Önemli olan da bu. Diğer tüm klişeler göze batmıyor böylece. Türün meraklılarının rahatlıkla tercih edebileceği bir yapım.
izlerken asla sıkılmayacağınız fakat bu tarz filmlerden hoşlanmayanların gitmemesi tavsiye edilen yapım 6/10
Filmi Bugun sinemalada izleme fırsatı buldum Kurgusu inanılmaz yaratıcı.Bu zamana kadar hiç bu kadar keskin bir kurguya sahip film görmemiştim.Fragmanını izledikten sonra film kafamda çığlık atmaya başladı.Gerçekten kurgusu kimin tarafından kaleme alındıysa, sınırların ötesinde bir yaratım gücü var belli.Basma kalıp korku ve gerilim filmlerini bir anda sınırın öteki tarafına fırlatan bir film çünkü kurgu bir den fazla yönle sizi nefessiz bırakıyor tıpkı ismi gibi.Öncellikle genel olarak korku ve gerilim sektörüne bakacak olursak; biz bu zamana kadar kapalı mekanda izlediğimiz filmlerde genellikle musallat teması gördük veya katil- kurban kovalamacasını izledik ama genelde seri katili baz alan filmlerde kurgu her zaman şiddet ve bol kanla hareketlendirilmişti çünkü mekan kapalı oldugu için dar mekan içi kurgu hareketlendirilemediğinden kaynaklı, ya karakterler arasında oluşan gruplaşmada yol ayrımına veya kavgaya yada öldürme sahnelerinde son derece kanla ve şiddetle kapatılmaya çalışıyordu kurgunun eksikliği.Bu zamana kadar bu temaya en yakın film 'julianın gözleri' idi.Film ilk çıktığında kurgusuyla herkesi şok etti çünkü tipik katil/kurban bakış açısına bedensel bir engelin doğurduğu gerilim eklenmişti ve bu çok değişik bir karakter yaratımıydı üstelik katil bu kadar dibinde ona dokunmadan , zayıflığından zevk alıyorken fakat bu filmde ise işler tamamen ters dönüyor.Ya katilin bedensel engeli varsa ve buna rağmen son derece iyi koku alan bir av köpeğiyse üstelik hiç bilmediğiniz bir mekanda doğaçlama kapalı kaldıysanız yani adamın kendi evinin içinde ? Kör biri ne kadar tehlikeli olabilir ki ? Görünürde zayıf bir karakter ama zayıflığına rağmen ölümcül güçlüyse ? Varlığınızı fark ettirmeden evden çıkmanız gerekiyor ama nasıl ? Pencereler önceden çıkışa kapatılmış,Yerler gıcırdıyor , merdivenlerden yukarı kata çıkamazsınız ? , konuşamazsınız, ne görürseniz görün çığlık atamazsınız, odaların kapılarını kitleyemezsiniz yeri gelecek nefes bile almayacaksınız eğer çok yakınınızdaysa. ses çıkarmadan nasıl çıkacaksınız ? Adam kör , sağır değil ve en ufak bir ses sonunuzu getirir. İsmi bile şok etkisi yaratacak kadar iyi çığlık atıyor kurguya bakış attığınız zaman.Bence şuana kadar ki en iyi katil-kurban ilişkisi olacak bu.Filmin başka beğendiğim yanı ise karanlıkta çekilen görüntülerin diğer korku filmlerinde ki gibi gerçekten karanlıkta çekilmemiş olması.Kameranın gece çekimi sayesinde karakterleri , bulundukları ortamı ve çaresizliklerini net görüyorsunuz ve kameranın gece görüşünün karakterleri renklendirme tarzı sizi daha da geriyor çünkü karakterleri 3.tekil şahıs olarak izliyorsunuz. Dışarıdan bir göz karanlıkta gece çekimini yapıyor dolayısıyla karakterin gerilimine ortak olup , onunla alanda kapalı kalıyorsunuz. Basit bir el kamerası ve karakter ilişkisi yok filmde . Kurgunun başlangıç noktası ve olayın patlama evresi müthiş dahice özellikle evde ilk aşamadan sonra sağ kalanların adamın iç güdüsünden(Varlıklarını anlama evresinden) kaçma çabası.Hem karakterlerin psikolojik olarak bir evresi var, hemde hayatta kalmak için kullandığı ID’si hemde içten içe gizlediği aşktan kaynaklanan koruma iç güdüsü..Ciddi ötesi sağlam bir film, ayakları yere basmıyor, yer yüzünü sallıyor. kesinikle sinemalada izlemeniz lazım iyi seyirler...
Soluksuz bıraktı!
O nasıl çekimlerdir kardeşim ? Bu üç arkadaşımızın başta tatlı tatlı konuşmaları, klasik gençlik dönemleri vs vs. derken birden değişiveriyor. Sakın ha sakın filmde bir mekana bağlı kalmayın. Her yer tehlikeli... İnanın kör bir adamın evine girmek (Bayram ziyareti için değil...) akıl alınası iş değil. Girmek büyük aptallık zaten. Şunu da eklemek isterim ki: Kör bir adamın evine hırsızlık yapmak için giriyorsunuz, tamam. Peki ya siz o kör adamdan korkmuyor musunuz ? Akşam akşam eve girip ne yapacaksın ? İşte bunları sürekli sordurtan, muazzam sahneleri barındıran bir yapım olmuş. Ürktüğüm olaylara bu da eklendi. Bu arada gözümden kaçmadı, direkten belirtiyorum: Jane Levy, 10 numara oyunculuk sergilemiş. Diğer baş karakterimizin (Alex'in) son anda bir faciaya uğraması beni derinden etkiledi. Müzikler, oldukça gerici olmuş. Dolabı kapıya yanaştırıp daha sonra kızın o daracık yere girmesi ve Alex'in girememesi daha sonra o daracık yerde kızın arkasından köpeğin gelmesi... Abi siz ne yaptınız dedim... Oldukça ürkütücü sahneler de vardı. Korku diye geçmemeli ama herkesin izleyeceği bir yapım değil. Çocuklara izletilmesinin yanlış olduğunu düşünmekteyim. Ani sahneler var ve bazen insan ürkebiliyor... Sonu aslında cins bitti. Yine de ben huzurluyum... Bu filmden sonra Jane Levy'nin sıkı takipçisi olacağım. Kötü Ruh adlı, yine aynı yönetmenden bir filmde başrol... Ama gözüm yemiyor. Sanırsam baya baya sonra izleyeceğim. Çünkü oldukça korkunç bir yapım... Her neyse. BEĞENDİM. Puanım: 8.0
O nasıl çekimlerdir kardeşim ? Bu üç arkadaşımızın başta tatlı tatlı konuşmaları, klasik gençlik dönemleri vs vs. derken birden değişiveriyor. Sakın ha sakın filmde bir mekana bağlı kalmayın. Her yer tehlikeli... İnanın kör bir adamın evine girmek (Bayram ziyareti için değil...) akıl alınası iş değil. Girmek büyük aptallık zaten. Şunu da eklemek isterim ki: Kör bir adamın evine hırsızlık yapmak için giriyorsunuz, tamam. Peki ya siz o kör adamdan korkmuyor musunuz ? Akşam akşam eve girip ne yapacaksın ? İşte bunları sürekli sordurtan, muazzam sahneleri barındıran bir yapım olmuş. Ürktüğüm olaylara bu da eklendi. Bu arada gözümden kaçmadı, direkten belirtiyorum: Jane Levy, 10 numara oyunculuk sergilemiş. Diğer baş karakterimizin (Alex'in) son anda bir faciaya uğraması beni derinden etkiledi. Müzikler, oldukça gerici olmuş. Dolabı kapıya yanaştırıp daha sonra kızın o daracık yere girmesi ve Alex'in girememesi daha sonra o daracık yerde kızın arkasından köpeğin gelmesi... Abi siz ne yaptınız dedim... Oldukça ürkütücü sahneler de vardı. Korku diye geçmemeli ama herkesin izleyeceği bir yapım değil. Çocuklara izletilmesinin yanlış olduğunu düşünmekteyim. Ani sahneler var ve bazen insan ürkebiliyor... Sonu aslında cins bitti. Yine de ben huzurluyum... Bu filmden sonra Jane Levy'nin sıkı takipçisi olacağım. Kötü Ruh adlı, yine aynı yönetmenden bir filmde başrol... Ama gözüm yemiyor. Sanırsam baya baya sonra izleyeceğim. Çünkü oldukça korkunç bir yapım... Her neyse. BEĞENDİM. Puanım: 8.0
Son zamanlarda izlediğim en kusursuz film. Fragmanını dahi izlemeyin, çünkü filme dair ipuçları veriyor.Filmin başından sonuna kadar ama özellikle 2.yarı koltuklarınıza çivileyecek,izleyiciye sürekli sürpriz yapan, tam bitti derken, hadi be" diyeceğiniz müthiş bir gerilim filmi.Arada sessiz olan cep telefonunuza gelen mesajlara dahi bakmayın.Her an filme dair bir şeyler kaçırabilirsiniz.
muhteşem bir film.. gerilim bir saniye düşmüyor.. adı gibi nefesimizi tutarak izledik.. izlerken bir saniye bile sıkılmayacaksınız bu kadar net söylüyorum.
Gerilimse gerilim işte... kalite ve başarı diye ben buna derim... uzun zamandır beğendiğim nadir filmlerden. Mutlaka izleyin derim. Ben çok beğendim
genel anlamda beğendim diyebilirim. özellikle asker amcamızın oyunculuğu süper. iyi bir gerilim filmi diyebilirim.
"Zenginler hapise girmez" Nefesini Tut 2016 nın övülen gerilim filmlerindendi. Eleştirmenlerden genellikle geçer not almıştı yapım. Normalde izlemeyi düşündüğüm bir film değildi gerilim/korku türünü takip etmem ayda yılda bir 1-2 film izlerim bu türden. Ama şunu söylemeliyim ki Nefesini Tut cidden saki filmdeymişçesine size buram buram gerilim yaşatan bir yapım. Bunu gennelikle yeni moda Jumpscare olayıyla yapmakta . Ama yiğidi öldürelim hakkını yemeyelim cidden bu Jumpscare olayını iyi yapmakta. Konu olarak gayet özgün geldi bana belki alıntıdır falan bilmiyorum gerilim/ korku izlemediğimden . Film başlayınca iyi bir başlangıç yapıyor ama filmin sıkıntısı gelişme ve sonuç kısımları. Spoilerli kısma girmeden önce birde öveceğim şey çekim teknikleri oldu. Çekim teknikleri bir gerilime göre harkülade izlerken bile o çekim teknikleri sayesinde gerilim güzel yansıtılmış. Burdan sonrası Spoiler İçermekte : Filmde ilk 1 karakteirmiz ölüyor eyvallah. Ama Dylan Minnetenin oynadığı bir karakter vart kendisine ölümsüzlük mü armormu ne basmış bir türlü ölmemekte.Öldü diye sanıyorsunuz her vuruluşunda yada ağır darbeler yiyişinde ama filmin son dakikasındaki kapı açılmadan önceki vuruluşu dışında adam hiç ölmüyor . Diğer bir eleştiriceğim yanda Gazi Abimizin ilk önce bu kzı benim çoçuğumu taşıyordu ehehe diyip sonra şaka yaptım falan demesi yani tamamen saçma ve geçiştirilmiş bir sonuç kısmına sahip. Zaten filmin sonuç kısmı tamamen çöp diyebiliriz. Şunları söyleyerek bitiricem . Cidden 2 karakter öldüğündede seviniyorsunuz.Çünkü Rocky dışında hepsinin çöp karakterler olduğunu biliyorsunuz. Ve öldürülüşünden nedense zevk alıyorsunuz. Filmin başı9nda filmin gidişatıyla ilgilide bir spoiler konulmuş ama amacını anlayamadım.Canınız sıkıldıysa ve izlerken gerilmek istediğiniz zevkli bir şeyler arıyorsanız Dont breathe bir alternatif olarak kalabilir. Ama mantık arayan biriyseniz bence bulaşmayın derim. 7
Dylan Minnette Olduğu için izlediğim bir film.Sadece bir evde geçmesi biraz sıkıcı olabilir ama konu sürüklemesi falan harika.
spoiler:
sadece bir karakter vur vur ölmüyordu o biraz saçmaydı geri kalan her şey güzel spoiler:
sadece bir karakter vur vur ölmüyordu o biraz saçmaydı geri kalan her şey güzel spoiler:
- En son Beyazperde eleştirileri
- En İyi Filmler
- Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler